Oğuzhan Akova

Oğuzhan Akova

[email protected]

NEREDEN ve NASIL BAKMALI ?

13 Nisan 2022 - 17:01

İçinde bulunduğumuz zorluklar, karmaşa ve istikrarsızlık süreci durup kendimize bakmayı ve düşünmeyi yaşamsal bir zorunluluk haline getirmiş bulunmaktadır. 

Kafa karışıklığının nedenlerinden biri de bütün bu olumsuzlukların nedeni olarak bir muhatabın ya da muhataplarının belirgin bir şekilde ortada olmayışıdır. Bir çok faktörün bilinçli ve akıllı bir şekilde biraraya getirilmesiyle birlikte , aslında herkesin bilinçli ya da bilinçsizce şikayetçisi olduğumuz her ne varsa sorunun bir parçası haline getirildiği bir dönemdeyiz. Devletin yürütme organlarınca alınmaya çalışılan tedbirler doğru bir analize dayanmak kaydıyla sonuç vermesi beklenirken birbirinden kopuk birçok sorun alanlarının bir modelde buluşturulmasının  zorunlu olduğunu düşünüyorum. Bence, ulusal bölgesel ve küresel ölçekte yaşanılanların birbirlerine yapacağı domino etkilerinin her yönüyle önceden ölçülmesi,  toplumun , küçük büyük ayırt etmeksizin bütün sorunlarının birbirinden koparılmadan ve gözardı edilmeden  bir sorunlar havuzunda biriktirilmesi, sonra sorunların  kök sorunlar ve sonuç sorunlar olarak bilimsel metotlarla analiz edilmesi  gerekmektedir. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için bir örnek üzerinden anlatmakta yarar görmekteyim. 

Toplumun içinde yaşadığı sistemde kaçaklar vardır. Bir sistem ne kadar enerji üretirse üretsin sistemdeki kaçaklar giderilmedikçe kalıcı sonuçlara ulaşmak çok olası değildir. Altı delik bir sepete yumurta koymaya benzeyen bir durum söz konusu ise öncelikle sepeti onarmak gereklidir. Ekonomik göstergeler iyi analiz edildiğinde bu çok daha iyi anlaşılabilir. Sistemin kaçaklarını giderecek şekilde sürdürülebilir bir onarım işine acilen ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Toplumun kollektif zekası bütün sorunları çözebilecek bir yetkinlikte olmasına karşın bu potansiyel çözüm sürecine dahil edilememektedir. Çözüm yolları çakıl taşlarıyla doldurulmuştur. Ülkemizin 4 milyona yakın başta Suriyeliler olmak üzere aldığı dış göç Ulusal kaynaklarımızı tüketmekte, üretim odaklı çalışmayan ekonomi iflasa doğru bir gelişim göstermektedir. 

Toplumun dayanışma ve yardımlaşma kültürü ile geleceğe olan umut ve güveninin canlı tutulması bu zor sürecin aşılmasında en kritik konudur. Materyalist ve kapitalist bir yaşam biçiminin toplumun değerler sisteminde açtığı yaraların onarılması herbirimizin sorumluluğudur. Ramazan ayı bu bakımdan bu sorumluluğu yerine getirmede en güzel şekilde bize bir fırsat sunmaktadır. 

Kısa öz bir dizi önerimi aşağıda paylaşıyorum.

1- Değerler sisteminin güçlendirilmesi gerekmektedir. 

2- Üretim odaklı ekonominin tesisi zorunludur.

3- Ulusal kaynakların korunması ve kullanımında etkinlik verimlilik artışı gerekmektedir. 

4- Kollektif aklın, yetenek ve  - Yetkinliklerin liyakate dayalı bir şekilde çözüm süreçlerine dahil edilmesi gereği vardır. 

5- Geleceğin kurgusu ve tasarımı için eğitim sisteminin sağlıklı bir niteliğe kavuşturulması,  nitelikli insan gücünün yetiştirilmesi için gerekmektedir.

Önümüzdeki süreç kısık ateşte ısıtılan kurbağa kimliğimizi bir tarafa bırakıp, geleceğimizi ipoteklerden kurtarmak zorunda kalacağımız bir dönem olacaktır.

YORUMLAR

  • 0 Yorum