İNSANI ANLAMAK

Bütün dünya gibi biz de ülke olarak yaklaşık 3-4 aydır Korona virüs Covid-19 ile mücadele etmekteyiz. Bu mücadele sürecinin görünenleri görünmeyenleri bilinenleri bilinmeyenleri anlaşılan tarafları anlaşılmayan tarafları kavranan yüzü ve kavranamayan tarafları var.

Bir deli bir kuyuya bir taş atmış 9 akıllı çıkaramamış misali başta sosyal medya olmak üzere büyük bir bilgi kirliliği ve kavrayış karmaşası var. Ayrıca geleceğe yönelik projeksiyonların farklılıkları eski dünya ile yeni dünya arasındaki uçurumu daha da derinleştirmekte.

İnsan bir varlık olarak kendisine öğretilen ne varsa hepsini yeniden kavramak ve içselleştirmek durumunda. Bu şu ana kadar genel kabuller ve varsayımlar üzerine birbirini takip eden ve bir öncekini meşrulaştıracak ön kabullerle inşa ettiğimiz ya da inşa ettiğimizi sandığımız uygarlık anlayışımızı yeniden inşa etmemizi zorunlu kılıyor.

Açıklık şeffaflık dürüstlük özgürlük sorumluluk üretmek paylaşmak adalet dayanışma işbirliği gibi hiçbir kimsenin itiraz edemeyeceği değerleri söylemden eyleme geçirebilmenin büyük baskısıyla yeni bir uygarlık inşaasına başlamak zorunda kalacağımız bir döneme giriyoruz.

Bu dönemde bütün ülkeler koşulların da zorlaması ve dayatmasıyla normalleşme sürecinde bir dizi kararlar alacaklar. Bu kararların kemikleşmiş ezberlere mi dayanacağını yoksa kendimizi topyekün yenileyerek ortak bir insanlık idealini amaç edinen bir uygarlık inşaasını mı önceliklendireceğini hep birlikte göreceğiz.

İnkar edilemeyecek tek gerçek var. İnsanlık olarak çok kritik bir yol ayrımındayız. Amaç ile araçlar, niyet ile davranışlar, görünen ile gerçek arasındaki uyumu ve bütünlüğü bozulmuş bir yaşam biçiminden doğal yalın uyumlu dengeli ve huzurlu dingin bir yaşam biçimine geçişin sınavını önce kendi ruh ve akıl dünyamızda vereceğimizi unutmayalım.

Yeni bir dönem bizleri bekliyor. Büyük ve çetin bir hesaplaşma insanın önce kendisiyle sonra da Türdeşiyle olan dürüst yüzleşmesine bağlı olarak gerçekleşecek.

Her büyük krizde bir şekilde hayata tutunan insanoğlu doğayla savaşımında da kazanacağını düşündü. Büyük yanılgılar içinde kazanırken aslında kaybettiğini kavrayamadı. İnsanın da aslında doğanın bir parça olduğunu unutan insanoğlu doğaya karşı kazandığını düşündüğü savaşın aslında kendi sonunu da hızlandırdığını kavramakta çok geç kaldı. Bu kez karşısında görünür bir düşman da yok. Kendi açgözlülüğü ihtirasları ve kirlenmiş doğası var.

Bu kez işimiz çok daha zor. Tarihin hiçbir döneminde kendisiyle bu denli başbaşa kalmış ve kendisini düzeltmek zorunda hisseden bir insan varlığı bu denli açık bir şekilde günyüzüne çıkmamıştı. Bu kez bir onarım değil yepyeni bir tasarım gerekiyor.

İnsanlığını unutan insanın kendini yeniden keşif süreci. Tek yapması gereken gereksiz ağırlıklardan kendisini kurtarıp doğanın bir parçası olduğunu kabullenmesi.

Her zorluğun üstesinden geleceğini düşünen insanoğlu bu kez kendisiyle olan mücadelesinde doğrudan ve haktan yana tavır takınabilecek mi hep birlikte göreceğiz. Kendini anlamadan ve kavramadan gelişebilmenin mümkün olmadığını anlayan insanoğlu Tek başına bir uygarlık tesis etmenin imkansızlığını görerek, önce kendini anlayarak ve gereksiz ağırlıklarından arınmış olarak yoluna devam edecek doğayla birlikte insanoğlu.