Doğadaki bütün canlı türleri gibi insan türü de varlığını devam ettirebilme kaygısı içinde. Bu kaygı insanın bir tür olarak tarih sahnesine çıktığı andan itibaren insanlık tarihinde en çok karşılaştığımız durumlardan da birini oluşturuyor aynı zamanda. Doğal olarak insanın sorması gereken soruların başında "var olmak nedir ?" sorusu geliyor. Cevaplarını bulmaya çalıştığımız her ne varsa bu akıl yürütme sürecinin öncelikle doğru sorularla başlaması gerektiğini düşünüyorum.
Makalemin başlığından da anlaşılacağı üzere iki önemli kavram ön plana çıkmış durumda biri "değer" kavramı diğeri ise "var olmak". Var olabilmenin biyolojik temellerini biliyor isek te aslında akıllı bir tür olarak insanın kendisini nasıl var edebildiği konusu bizleri biyolojik gerçekliğin çok ötesine taşıyabilme imkanı sunuyor. Bu durumda gerek " Değer" kavramı gerekse " var olmak" kavramı birbirini besleyen soyut felsefi bir kavram çiftine dönüşüveriyor.
Önce var olmak kavramıyla bir başlangıç yapmak bence daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Çünkü adına var olmak dediğimiz kavramı anlamadan değerin de ne anlama geldiğini anlamamız pek mümkün görünmüyor. Var olmadan Değer de olmaz diye düşünüyor insan. Ancak var olmanin değerlerle mümkün olabileceğini düşünen biri için var olmak değerlere bağlı bir nitelik kazanıyor. Özetle, kabullerimize göre dünyayı kavrayış şeklimiz de değişebiliyor.
O halde keşif yolculuğumuza başlayalım. Geleneksel bir yaklaşımla TDK sözlüğünde kavramların karşılıklarına bakalım.
Var olmak;
Var olmak TDK sözlüğe göre 1 farklı anlama sahiptir.
Var olmak TDK sözlük anlamı şu şekildedir:
sağ olmak, yaşamak
Değer;
Değer TDK sözlüğüne göre birden fazla anlamı olup şu şekildedir:
Bir şeyin önemini belirlemeye yarayan soyut ölçü, bir şeyin değdiği karşılık, kıymet
Bir şeyin para ile ölçülebilen karşılığı, bedel, kıymet, paha, valör
Üstün nitelik, meziyet, kıymet
Üstün, yararlı nitelikleri olan kimse
Kişinin isteyen, gereksinim duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey
Bir değişkenin veya bilinmeyenin sayı ile anlatımı
Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü
İki kavramı birarada ele aldığımızda var olma kavramının değerlerle olan ilişkisini ya da birlikteliğini belirleyen asıl unsurun bütünüyle bireyin kabulleriyle ilgili bir özel durumu yansıttığını düşünebiliriz. Bu durumda her bireyin farklı kabullerine göre ortaya çıkan farklı var oluş formları olacaktır. Bana göre insanın teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin makinalardan ayrılan bu öznel durumu başta Sanatsal faaliyetler olmak üzere subjektif değerlendirmeleri gündeme getirecektir.
Bir sonraki aşamada ise subjektif değerlendirmelerin birbirinden farklılık gösteren durumlarının birbirine yakinlastirilmasi ve birbirinden ayrışan taraflarindan daha çok birbirlerine olan benzerliklerinin yarattığı yeni gruplamalar ile var oluşun sosyolojik bir kimlik kazanması sürecini görmekteyiz. Bireyin kendisini sosyolojik bir ihtiyaç olarak bir grubun icinde aidiyet duygusuna bağlı olarak görme ihtiyacı ve ne zaman içinde ne zaman dışında olacağı kararının da değişkenlik göstermesi, var olmanin önceden bilinemez ve butunuyle insandan ìnsana değişen özelliği ile birlikte kendini ifade edecek yeni kavramsal araçlara olan ihtiyaç, sorulacak soruların varolma kavramı bağlamı içinde cevaplardan daha önemli olabileceğini ortaya koyuyor.
Sürecin sonuçlardan daha önemli olabileceğini gözardı etmeden var olabilmenin kendi kavrayış sınırlarımız icinde biyolojik gercekligimizin de ötesinde yeni bir kimlik kazanıyor olması kendini var edebilmenin ön koşulsuz yeni açılımlarıni da bize sunmuş oluyor.
Sonuç olarak insan oğlu kendi sosyal gerçekliğini biyolojik kimliğinin ötesine taşıyacak bir kavrayış zenginliği ve esnekliği içinde Varolmanin bizzat kendisinin de bir Değer olarak ifadesiyle birlikte var olma çabasının süreç içinde bizzat var olmaya dönüşebildigi bir özellik kazanıyor.
Varlıklı olmanin var olmanin tek yolu olarak önümüze getirilerek bizi kabule zorlayan kapitalist ekonomik örgütlenme modeli insanın var olma çabası içinde ozgurlesmesininin de önünde en büyük engel olarak aşılmayı bekliyor. Bana göre çağımızın aşılması gereken en önemli meselesi bireyin var olma çabasının bilerek bilmeyerek Varlıklı olmaya doğru bir değişim ve dönüşüm sürecine dönüşüyor olması ve bu durumun bjzi biyolojik gercekligimizin fiziki sınırları içinde bizi zamanla tutsak edebileceği ihtimalidir
YORUMLAR