İnsanı heyecanlandıran bazı kelimeler vardır. İnsanı harekete geçiren ve yaşamına anlam katan sözcüklerdir bunlar. Büyük bir olasılıkla yaşam deneyimimizle bilinçaltımızda her daim yaşayacak ve hatırladıkça canlanıveren kelimelerdir bunlar. Ruh katılmış varlıklardır.
Bilgelik sözcüğü de benim için benzer özellikte bir kelime. Sadece bilgili olmayı değil görünenin arkasındaki hikmeti kavramayı ve olgun kişilik ve güzel ahlakı da ifade ediyor. Geçmişin nostaljisini ve kadim öğretilerini felsefi bir düzlemde harmanlayan bir kavrama karşılık geliyor Bilgelik sözcüğü. Derinliği, sıradışılığı, olgunluğu, tevazuyu sevgiyi ve bilgiyi çağrıştıran bir özellik kazanıyor.
Bilgelik çok özel bir kavram. Her sözlükte yaralan ve kadim kültürlerde sıkça geçen bir sözcük. Ancak herkesçe bilinmesine karşın içerdiği derin anlamı sebebiyle özel bir kişisel çabayı da hakettiği ortada.
Kavramlar da içi doldurulmazsa tükenen ve tüketilen değerler. Bu yüzden çok dikkatli kullanmalı ve bilinen değerine yeni değerler katmalıyız. Bu yüzden saflık arılık yalınlık anlaşılabilirlik ve işin ruhunu ifade eden çekirdeği her insanın odaklanması gereken tarafını içeriyor. Bilgelik Vadisinin kendi özünün bu coğrafyayı ziyaret edenlerce keşfedilmesine özel bir vurgu yapmak maksadıyla Özbilgelik olarak değiştirilmesi gerektiğini düşünerek bir güncelleme yaparak tekrar paylaşmak istedim.
Antalya’da da bir kalyoncun adının Bilgelik Vadisi olarak kayıtlarda geçmesi sebebiyle güncellemenin faydalı olacağını düşünüyorum.
Üzerinde binlerce yıldır yaşadığımız bu topraklar medeniyetlerin ana karası ve merkezi olarak tam da Bilgeliği temsil eden özel bir coğrafyaya dönüşüveriyor. Anadolu toprakları insanlığın ve uygarlığın tam da Merkezi oluveriyor. Hem düşünsel anlamda hem tarihi anlamda hem de kültürel anlamda dünyada Yeryüzü Bilgeliği ünvanını alan başka bir kültür coğrafyasının olduğunu düşünmüyorum.
Yeryüzü Bilgeliği kavramını son okuduğum Nöro Sinema adlı kitabın yazarı yapımcı ve film Yönetmeni yurtdışında yapıtlarıyla ve belgeselleriyle ülkemizi başarıyla temsil etmiş bulunan dostum Fehmi Gerçeker’den öğrenmiştim. Nöro bilimin sinema sanatında nasıl bir karşılık bulduğunu değişik bir çerçevede anlatan Nöro Sinema adlı kitabı dünyada yazılmış ilk kitap ünvanına da sahip olması sebebiyle önemli. Yabancı dillere de çevrilmeyi bekleyen kitap şimdiden büyük bir ilgi ve merak uyandırmış durumda.
Psikoloji, sinema, yapay zeka , teknoloji gibi kavramlara da temas eden kitap insan doğa etkileşimini Nöro bilim açısından da ele almakta ve bana Eski Türklerin şaman geleneğini hatırlatan birçok örneği de içermesi sebebiyle oldukça ilginç bir kitap.
Kitabın içinde geçen Yeryüzü Bilgeliği (Geosophia) kavramı dünyamızın değişik coğrafyalarının kendine özgü enerjisinden bahsetmekte. Anadolu’muzun da bu anlamda çok değişik yörelerinin enerji haritalarının çıkarıldığına ilişkin bilimsel bazı çalışmaların yapıldığını da bu vesile ile sanatçımızdan öğrenmiş oldum. Bu bilgi beni bu gazetede yazdığım ilk makalelerimi tekrar hatırlamama vesile oldu. Bu kapsamda Bilge 7.0 adlı Anadolu Bilgeliğine dayalı yeni bir Toplum Tasarımını konu alan geçmiş yazımı da okuyabileceğinizi hatırlatmak isterim. Şimdi Bilge 7.0 konsepti Yeryüzü Bilgeliği kavramı ile daha da anlamlı hale gelmiş bulunuyor. Tabii o Zaman Yeryüzü Bilgeliği kavramını bilmiyordum. Ancak bu örnek te gösteriyorki insan mensubu olduğu kozmosun üst sistem yasalarına tabi olarak sezgisel olarak ta bilgiye ulaşabiliyor. Enerji frekans titreşim evrenin ortak Dili olarak insanı akıllı bir tür olarak ağ yapılar ve Eko sistemlerin parçası olarak birbirlerine bağlıyor.
Gerek Nöro bilim gerekse temel ve doğa Bilimleri , insanın evreni ve kendisini daha iyi tanımasında yeni deneysel çalışmalara ihtiyaç duymakta. Bilgelik Bilimi olarak yeni bir alan açılmasına ihtiyacımızın olduğunu, artık salt bilgiyle insanlık olarak pandemi sürecinin de gösterdiği üzere fazla yol katedemeyeceğimizi, insani beşeri unsurların da bilgiyle harmanlanması gerektiğini düşünüyorum.
Yeni fikir ve yaklaşımlar hep heyecan verici olmuş ve aynı zamanda başlangıçta tarih boyunca bir dirençle karşılaşmıştır. Ezberleri ve alışkanlıkları değiştirmek kolay değildir. Ancak bugün bütün dünyanın tam da ihtiyaç duyduğu husus kendimizi yenileyebilmemizdir. Anadolu’da binlerce yıldır yaşayan bizlerin en azından genetik mirasımızla Bilgelik aşamasına geçişi sağlayabilecek en uygun kültürel arkaplana sahip insanlar olduğunuzu değerlendirmekteyim.
Bilgelik Bilimi bence kendi Ana ve Atayurdu olan Anadolu’da vücûd bulmalı ve dünyaya ilham kaynağı olmalıdır. Bu elbette özel bir çaba ve Sosyal Bilimler geleneği yaratarak gerçekleşebilir. Bu maksatla Anadolu’muzun yüksek enerjiye sahip Çankırı- Çerkeş- Saçak- Atkaracalar- Kastamonu- Ilgaz arasında kalan bu coğrafyanın Bilgelik Biliminin temellerinin atılacağı , enerji frekans titreşim üzerine çalışmaların yapılacağı ayrıca müzik ve terapi konularında da insanı rehabilite edici özel çalışma yöntem ve metodlarıyla bilimsel araştırma ve uygulama Merkezinin tesisi ile hem ülkemiz hem de insanlık için çok özel bir kazanım oluşturulabileceğini değerlendiriyorum.
Kurmakta olduğum İSTERİMakademisi, Sosyal Kooperatif yapılanması içinde Bilgelik Vadisi oluşturma yönündeki vizyonu ile çalışmalarına başlamış bulunmaktadır. Uluslararası bir kimliği kazanarak dünya uygarlık tarihine de özgün katkılar sunmayı hedeflemektedir. Müteakip yazılarımda da siz değerli okuyucularımızı bu alanda yapılan ve yapılmakta olan çalışmalar konusunda sizleri bilgilendirmeye devam edeceğim.
Tarihe not düşmek bakımından çalışmaların dokümantasyonu ve arşivinin oluşturulması yönünde gazetemizin önemli bir ihtiyacı gidereceğini düşünüyorum.
Kamuoyunu bilgilendirmek açısından da çok önemli bir görevi bu yazımla yerine getirmiş bulunmaktayım.
Hepinizi bizleri izlemeye devam etmenizi bekliyor, herşeyin bir ilk adımla başladığını ve ilk adımın gücünün ve enerjisinin her zaman belirleyiciliğine olan inancımı tekrar belirterek saygılarımı sunuyorum.
YORUMLAR