Çağımızın yaşam koşulları bizleri hızın ritmine esir etmeye devam ediyor. Koşmaktan ve koşuşturmaktan nereye gittiğimizin de farkına varamıyoruz çoğu zaman. Geçmiş dönemlerle mukayeseli analizlerle çoğu zaman değişimin ve dönüşümün ayırdına varabiliyoruz. Ne olduğumuzu , ne yaptığımızı , nereye yöneldiğimizi anlamak ve kavramak için kendi vicdanımızla geçirmemiz gereken özeleştiri ve muhasebeyi zamanın günlük hızlı akışı ve ritmi içinde yeterince yapamamışlığın sancılarını her geçen gün artarak daha fazla hissediyoruz. Bizleri bizlere gösterecek , gerek bireysel gerekse toplumsal düzlemde doğru aynalara ihtiyacımız var. Bu ayna aslında hepimizin birimiz, birimizin hepimiz için olduğu düşüncesine dayanan bir samimi kabullenişle gerçek faydayı sağlayacaktır. Aslında hepimizin birbirimiz için birer ayna olduğunu unutmamız gerekiyor. Ancak ruh akıl duygu durumu dengeli olan sağlıklı bireyler aynı zamanda bir toplumun da iç dengesini ve oto kontrolünü sağlayan en önemli aktörleridir.
Herşeyi tüketen insan şu anda kendisini tüketme noktasında. Bu sarmaldan kurtulabilmek için bazı öneri ve düşüncelerimi paylaşmak bu yazımın ana konusunu oluşturacak.
Sorulara sağlıklı cevaplar ancak sağlıklı ve doğru sorularla mümkündür. Sorulara vereceğimiz cevaplar aynı zamanda her birimizin birbirimize birer ayna olup olmadığımızı da belirleyecek.
İlk aklıma gelen soruları şu şekilde özetledim. Elbette her okuyucu bu sorulara ilave ek sorular belirleyebilir.
1- Bir yaşam hedefimiz ve amacımız var mı ?; Bunun ev, mülk, yat, kat, mevki, para şan, şöhret olmadığına özel bir vurgu yapmak isterim.
Eğer böyle bir şeyin hala farkında değilsek ayna görevini yapamamış demektir. Her şeyin kirlenmekte olduğu bir zamanda aynalar görevini layıkıyla yapabilirse kirlenmişlikten arınmaya doğru bir geçiş yapabiliriz.
2- Değerlerimiz var mı ? Bunu güçlendirmek ve geliştirmek için bir çaba içinde miyiz. ? Yetenek ve yetkinliklerimizi değerler , üst idealller ve insanlık için optimum fayda sağlayıcı yönde kullanabiliyor muyuz ? Yoksa önümüze hazır sunulan tüketim ve maddi yaşam odaklı yanlış uygulama ve kirlenmişliklerin oluşturduğu ezberci bir yaşam anlayışıyla sadece biyolojik yaşamın gerekleri içinde hapsolmuş durumda mıyız ?
3- Doğru bir zeminde ve ortamda , çabalarımızı birbiri üzerine koyarak doğru bir inşa süreci içinde miyiz ? Niyetimiz ile yaptıklarımız ve yapabileceklerimiz arasında ki uçurumun giderilmesinde, bireysel, toplumsal, sistemsel, zihinsel, psikolojik engellerden kaynaklı bir öğrenilmiş çaresizlik duygu durumu içinde kapana kapılmış gibi mi hissediyoruz ?
4- Daha iyisini yapabileceğimize inanıyor muyuz ? Öyleyse niye yapmıyor ya da yapamıyoruz ? Toplumun bireyleri birbirleriyle etkileşim içinde bulunduklarından her türlü olumlu ve olumsuz duygu durumlarını da birbirlerine yansıtırlar. Sürekli yaşanan olumsuzluklar domino taşı misali katlanarak insanlarda moral motivasyon yönüyle düşüşler yaşanmasına neden olurlar. Bu yüzden altından kalkılamayacak bir eşiğe gelmeden olumsuz duygu ve düşünce ortamından kendimizi alıkoymamız gerekir. Kültürel değerlerimizde varolan selamlaşmak ve yardımlaşmak bu yüzden toplumsal huzur için çok önemlidir. Her durum ve şartta olumlu duygu durumunu hakim kılmak toplumun olumlu enerji düzeyi için çok önemlidir.
Birbirimizin hal hatırını sorduğumuzda olumlu sıfatlar İle yanıtlamak bağışıklık düzeyimizi güçlendirici bir etki yaratacaktır.
Hepimiz bu dünyaya yaratılmışların en şereflisi ve en mükemmeli olarak geldik. Evrenin bütün gizemi ve ihtişamı İle muhteşemliği insan denen bedende vücut buldu. Yüce yaradanın mucizesini anlamak için insana bakmak yeterli olacaktır. Tertemiz ve en mükemmel bir suretle mucizevi bir şekilde geldiğimiz bu hayat , yaşam süresince kendi kendimize yaptığımız yanlışlıkların neden olduğu kirlenmişliklerin maddi ve manevi yükünü de kendi kendisine fatura etmiş durumda. Akıl sahibi insanın anlamakta zorlanacağı bir durum.
Herşeyi çok daha güzel ve mükemmel yapmanın yolunun birbirimizin enerjisini aşağıya çekmeden her işi birbirimize kolay kılmaktan geçtiğini düşünüyorum.
Eğitim burada da özel ve öncelikli rolünü bizlere bir kez daha hatırlatmış bulunuyor.
Bir araştırmaya göre dünya uluslarının temel yetkinlik ve becerileri düzeylerinin listelendiği bir bilgiyi de yorumsuz olarak takdirlerinize sunuyorum.
Geçmiş bayramınızı kutluyor, doğru aynaların sayısını artırabilme Dilek ve temennilerimle saygılarımı sunarım.
YORUMLAR