Oğuzhan Akova

Oğuzhan Akova

[email protected]

AKORDU BOZULMUŞ BIR  CALGIYLA MUZIK YAPILIR MI ?

17 Mart 2024 - 22:44

Bu yazıda siz değerli okuyucularımizi yine düşündürmeyi ön gördüm.

Böyle bir başlık seçmemin nedeni müzik üzerinden bazı metaforlar geliştirmek ve bunu çağımızın insan profiliyle iliskilendirerek anlasilabilirligi artırmak içindir. 

Bir orkestrayi sosyal bir organizasyon olarak bir sosyal eko sisteme benzetmek mümkündür.  Her bir çalgı bir yetenek bir insan bir aktör bir sektör olabilir.  Orkestranın yöneticisi olan orkestra şefi de bir toplumun ya da bir sosyal organizasyonun lideri  yöneticisi olarak düşünülebilir. Bir sosyal örgütlenme modeli ekonomik kültürel teknolojik hukuksal bir çok faktörün biraraya gelmesiyle uyumlu ve sürdürülebilir bir istikrarlı denge arayışına ihtiyaç duyar. Bu yüzden aynı bir orkestrada bulunan calgilarin uyumlu olması için gereken temel beceriler bir sosyal organizasyonda da geçerlidir. 
 
Bu temel becerilerin basinda çalgılarin uyumu için müzisyenlerin birbirini duyması gelmektedir. Duyabilmek için de dinleyebilmek getekir. Herkesin tek başına koordinesiz bir şekilde birbirini dinlemeden ve orkestra şefinin hareketlerini ve uyarılarını dikkate almadan gelişigüzel bir eser icra etmeleri ne kadar karmaşa ve gürültüye neden oluyorsa sosyal organizasyonlarda da uyumu saglayan temel ortak kodlarin olmasu zorunludur. Aksi durum benzer karmaşaya neden olur.

Çok sesli bir müzikte çok farklı çalgılar vardır ve sesler birbiriyle ahenkli ve orkestra yöneticisinin senkronizesiyle bir müzik eseri icra edilir. Bütün çalgılarin sadece kendine odaklanmasi yeterli değildir, calgi sanatcilarinin bir müzik eserinin bütününü de bilmeleri ve birbirlerinin sınırlarına saygı duyarak ama birbirlerini besleyerek müzik icraasinda bulunmaları gerekir. Aynen bir toplumun farklı sektörlerinin de benzer şekilde birbirini beslemesi gerekir. 

Bütün bu bahsedilen hususlar bir çeşit bir zincir gibi birbirine eklemlenirler ve zincirin bir halkası koparsa bütünlük bozulur ve bütün sağlam zincir halkaları da işlevselliğini yitirir. Bunun anlamı sadece kendi işimizi yapmak yanında arzulanan standardı ve düzeyi yakalayamayan ekip üyelerinin ya da sektörlerinin  de  ortalamayı tutturmasi ve enerjiyi  asagiya cekmemesi gerekir. Her birimin  nezareti ve  kontrolü zorunludur. Kolektif  şuur idrak ve sorumluluk bilinci bu yüzden zorunludur. 

Başarı zinciri bileşenlerini metafor olarak dusundugumuz orkestra acisindan şu sekilde özetle tanımlamak mümkündür.;

Orkestra şefi,
Yazılı bir beste,
Beste hakkında müzisyenlerin bilgileri,
Müzisyenlerin kendi calgilarina hakimiyetleri,
Sistemi dinleme ve takip becerisi odaklanma,
Orkestra şefini takip olarak sıralanabilir.

Bütün bunlar mükemmel yapılsa bile bir konu daha vardır ki o da akord meselesidir. Aslında her nota bir eserde mutlak bir sese karşılıktir ve bir çeşit kodlamadir. Ancak kodlama Bütün çalgılar için ortak bir ses sistemine dayanmazsa yine farklı seslerin çıkması kaçınılmazdır. Bir çeşit ayar ve kalibrasyon olarak dusunulebilecek bir husustur. Sosyal bir organizasyonda akord işini değerler sistemi, ahlaki ve insani değerler oluşturur. 

Kısaca bir orkestranın sağlıklı ve başarılı bir eser icraasiyla bir toplumun veya sosyal organizasyonun işleyişi arasinda birçok benzerlikler vardır. 

Bir çok sesli senfoni orkestrasinın  eser icraasi öncesi yaptigi ses uyumlamasi ne kadar önemliyse bir toplumun da kendisini zaman zaman akord etmesi zorunludur. Bu yapılmadığı takdirde uyum ve ahenk bozulur ve sistemdeki akislar kesintiye uğrar. Her unsur kendince doğruları yaptığını zannetmekte ancak buna rağmen ahenk ve uyum saglanamamaktadir. Özellikle yönetim biliminin her seviyede yönetim süreçlerine yönelik karmasayi giderecek temel yaklasimlarindan birini stratejik yönetim ilkeleri oluşturur, bir diğeri değerler sistemi ve kültürüdür. Liderlik ve yönetim becerisi de farklı birimlerin birbirleriyle olan ilişkisini ahengini senkronizasyonunu sağlarken amaçlar doğrultusunda eylemsel faaliyetleri yürutur. 

Kısaca akordu bozuk bir çalgıyla müzik yapılmaz. Toplum da ortak değerler sistemi olmadan yaşayamaz. Bütün zincir halklarının ilk halkası değerler sistemidir ve her halka bu değerler sisteminden güç almalıdır. Değerler sistemi bir toplumda rehberlik işlevini yitirmişse bütünlük bozulur ve dağılma yıkım kaçınılmazdır. Bu yüzden değerler sistemi en önemli öncelik ve bir toplumun akordudur. 

Bozulmaya yüz tutan değerlerin güçlendirilmesi sadece kendi sesimizi doğru bir şekilde duyurmak değil yanlış ses çıkararak kendi ayarimizi bozan tüm seslere karşı da duyarlı olarak kirliliğin oluşmasına engel olarak mümkün olur. Toplum açısından da sadece kendimizden değil her yanlıştan da sorumlu olduğumuzu unutmamak gerekir. Çoğunlukla nemelazimciligin ve her koyunun  kendi bacağından asılması fikrinin otesine geçmemiz gerekmektedir. Sadece kendimizin doğrularından değil yanlış yapanların yanlış yapmalarını engellemekten de sorumlu olduğumuzu unutmamamız gereklidir.

Bu yaklaşım tarzımız her daim kendimizi sürekli uyanık tutmamızi ve kendimizi geliştirmemizi sağlar.  

Akordu bozulan insanların akordunu nasıl sağlayabilecegi konusu bir ekosistemin ruhuna uygun bütün bileşenlerinin ortak  bir amaç için  ortak duygu ve düşünce zemininde mümkün olabilecektir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum