Tüketici Güvenliği ve Gıda Skandalları: Sağlığımızla Kim Oynuyor?
Haber Yorum- Sercan Çetin - Son günlerde Türkiye gündemine oturan ve adeta toplumda büyük bir şok etkisi yaratan taklit ve tağşiş skandalı, gıda güvenliğine dair endişeleri yeniden su yüzüne çıkardı. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıkladığı listede yer alan firmalar, yalnızca yasa dışı ürün sunmakla kalmadı, aynı zamanda halk sağlığını da tehlikeye attı. Yapılan denetimler sonucunda taklit ve tağşiş yaptığı tespit edilen firmalar ve ürünleri kamuoyuna duyuruldu. Bakanlık, 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nun 31. maddesi uyarınca bu bilgileri açıklarken, listede Erzurumlu firmalarında yer alması dikkatlerden kaçmadı.
Listede Erzurum’dan iki firma yer alırken Antalya’da faaliyet gösteren Erzurum Cağ Kebabı yapan bir işletmede de uygunsuz ürün tespit edildi.
Gıdada tağşiş, ne yazık ki Türkiye’de sık sık karşılaşılan bir sorun. Fakat bu sefer durum daha ciddi. Mekanik ayrılmış kanatlı eti kullanmak, yalnızca dini hassasiyetlere aykırı olmakla kalmıyor, aynı zamanda insan sağlığını da ciddi şekilde riske atıyor. Peki, neden bu kadar büyük bir risk alınıyor? Cevap basit: Kar hırsı. Daha ucuz ve kalitesiz et ürünlerini piyasaya sürmek, firmalar için kısa vadede kazanç sağlarken, uzun vadede halkın sağlığıyla kumar oynuyor.
Bu noktada, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yaptığı açıklama son derece önemliydi. Ancak bu tür skandalların ortaya çıkması sadece devletin denetimleriyle sınırlı kalmamalı. Tüketiciler olarak bizlere de büyük bir sorumluluk düşüyor. Ürünlerin kaynağını, firmaların geçmişini ve üretim standartlarını sorgulamak, sağlığımız için bir zorunluluk haline geldi. Güvendiğimiz markalar bile listelerde yer alabiliyorsa, artık gözümüzü daha da açmamız gerektiği aşikar.
Gıda güvenliği, yalnızca devletin değil, toplumun tüm bireylerinin sorumluluğunda olmalı. Bilinçli tüketici olmak, gelecekte bu tür skandalların tekrar yaşanmasının önüne geçebilir. Firmaların bu tür aldatmacalara başvurmaması için caydırıcı cezalar uygulanmalı ve denetim mekanizmaları daha da sıkılaştırılmalı. Karakoç ve benzeri firmaların ürünlerinden kaçınmak bir çözüm olabilir; fakat daha da önemlisi, Halk sağlığını hiçe sayan firmaların sadece ifşa edilmesi değil, ağır cezalarla karşı karşıya kalması gerekiyor.
Neticede sağlığımızı hiçe sayan firmalara karşı toplum olarak daha dikkatli ve bilinçli olmalıyız. Bu tür skandalların yeniden yaşanmaması için hem devletin denetimlerine hem de tüketicilerin bilinçlenmesine ihtiyaç var. Çünkü bir toplumun en temel hakkı, güvenli ve sağlıklı gıdalara erişmektir.
Zira gıda sahteciliği, yalnızca ekonomik bir mesele değil, toplum sağlığını ilgilendiren büyük bir problem. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu yeniliği, gıda sektöründe uzun zamandır beklenen bir adım.Şeffaflık adına atılan bu adım, umarım denetim ve yaptırımların da aynı hızla devreye girmesinin yolunu açar.